26 Şubat 2009 Perşembe

Yıldırım Halkı Seçeneksiz Değildir!

2009 Yerel Seçimleri yaklaşırken; Bursa’da da siyasi partiler, seçim çalışmalarını hızlandırmış durumdalar. AKP, CHP, MHP gibi siyasi partiler, gerek afişleri, gerek bayraklarıyla sokakları daha şimdiden doldurdular.

Bu partilere alternatif olabilmek amacıyla bir ortaklık sağlamak isteyen ve halkçı bir adayla seçimlere katılmayı hedefleyen siyasi partiler ve demokratik çevreleri ise; Bursa’da bu amaçlanan ortaklığı sağlayamadılar.

Durum böyle olunca Emek Partisi de kendine bir rota çizip, buna uygun hareket etmek durumunda kaldı.

Emek Partisi, Bursa’nın 13 ilçesinde çeşitli meslek gruplarından işçi ve emekçilerden gösterdiği adaylarla, İl Genel Meclisi seçimlerine katılacak.

Bunun yanı sıra Emek Partisi, Bursa’nın merkez ilçelerinden olan Yıldırım’da ise belediye başkanlığı yarışına dahil olmuş durumda.

Yapılan görüşmelerin ardından, Emek Partisi’nin Yıldırım Belediye Başkanı adayı Ziraat Mühendisi Özgür Yılmaz olarak belirlendi. Ayrıca yıldırım ilçesinde SODAP, BATİS gibi kurumlarda Emek partisiyle ortak çalışma yürütmek için belediye meclisine adaylar vererek çalışmalar ortaklaştırıldı.

Özgür Yılmaz, gazetemize yerel seçimlerdeki bakış açısını şu şekilde anlattı.

Sizce Yıldırım’da nasıl bir yerel yönetim anlayışı gerekiyor?

Yıllardır birikmiş sorunların çözümlenmesi için yapılması gereken örgütlü bir Yıldırım yaratmaktır. Bunun ilk adımı ise, sokak temsilcileri üzerinden semt meclisini, semt meclislerinin üzerinden de Yıldırım Halk Meclisini oluşturmaktır. İlçemizdeki emek ve meslek örgütleri temsilcileri de bu meclise katılmalıdır. Bizler, Yıldırım’lı işçiler, emekçiler, gençler, kadınlar, aydınlar, esnaflar ve kent yoksulları, hep birlikte hareket ettiğimizde yenemeyeceğimiz güçlük, çözemeyeceğimiz sorun yoktur.

Yıldırım halkının sorunlarına sizin çözüm önerileniz nedir?

Semtler arasındaki eşitsizliği kaldıracağız. Sermaye partilerinin halkı yoksullaştıran, onları yardıma muhtaç hale getiren, sonra da kömür ve gıda yardımıyla insan onuruna yakışmayan sadakacı tutumu sonlandırılacak. Bunun yerine kentin olanakları, kaynakları ve insan gücü doğru şekilde değerlendirilerek ulaşım, temiz su, atık su, doğalgaz, çöp gibi hizmetler ucuz ya da ücretsiz olarak sağlanacaktır. Yıldırımda “ Kentsel Dönüşüm Projesi “ adı altında arsaların ranta açılması amaçlanıyor Akçağlayan’da orman alanları talan edilerek rant alanlarına dönüştürüldü bundan sonra asla buna izin vermeyeceğiz. İlgili meslek örgütleriyle birlikte halkın çıkarlarını koruyan yeni bir projeler oluşturacağız. Barınma sorununun çözümü için ihtiyaç sahiplerine devlet olanakları da kullanılarak ucuz ve sağlıklı konutlar üreteceğiz .Ankara yolunun altındaki mahalleler her türden alt yapı sorunuyla boğuşmakta adeta köy görünümündedir. Özellikle yoksul mahallelerde yaşayan gençlerimiz çeteleşme, uyuşturucu, hırsızlık, kültürel yozlaşma gibi sorunlarla boğuşmakta. Buna karşı mücadele için gençlik kültür evleri, meslek edinme kursları, ücretsiz spor kompleksleri açılacak. Kadınlar kentin yönetimine doğrudan katılacak, kadın kültür evleri gibi örgütlenmelerle en geniş kadın kitleleri örgütlü hale gelecek ve kendi sorunlarının çözümü için harekete geçecektir. Özelleştirme ve taşeronlaştırma Yıldırım Belediyesi’nde yaygın hale gelmiştir. Halk meclislerimizin ve belediye meclisimizin kararı ile bu uygulamalara son verilecek, taşeronlaştırılan tüm hizmetler yeniden kamulaştırılacak, bu şirketlerde çalışan işçilerimiz kadrolu işçi yapılacaktır. Belediyemizin mevcut olanaklarından tüm çalışanlarımız -statü gözetmeksizin- eşit olarak yararlanacak, tüm işçi ve memurlarla toplu iş sözleşmesi yapılacak.

Yıldırım Belediyesi’ni demokratik ve halkçı bir yapıya dönüştürmek için neler yapmayı düşünüyorsunuz?

Bu zamana kadar bütün belediye başkanları belediyeyi arpalık olarak görmüş ve kullanmışlardır. Bu anlayışın doğal sonucu olarak hem Yıldırım halkından, hem de Yıldırım dan kopmuşlardır. Oysa demokratik- halkçı bir belediye başkanı, yaşam, davranış ve düşünceleriyle halk ile bütünleşmeli ve onun bir parçası olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır. Bu nedenle Belediye başkanı ve meclis üyelerinin maaş ve her türlü ödenekleri kurumda çalışan en yüksek işçi maaşını geçmemelidir. Halk meclisleri bu işin denetimini mutlaka sağlamalıdır. Can alıcı bir diğer konu da, belediyede çalışan işçi ve emekçiler arasındaki bölücü, ayrımcı ve rekabetçi anlayışları ortadan kaldırmak, çalışanların birliğini sağlamaktır. Belediyenin demokratik halkçı bir yapıya kavuşturulması için çalışanların kendi yöneticilerini kendilerinin seçmesi sağlanmalı.

Tüm bunları hayata geçirmek için nasıl bir yol izleyeceksiniz?

Ben gücümü ezilmiş, sömürülmüş, işten atılmış, yoksulluğun pençesinde sadakaya muhtaç hale getirilmiş yıldırım halkından alacağım. Gücümü işçilerden emekçilerdengençlerden ve kadınlardan, emekten yana tavır alan demokratik kitle örgütlerinden alacağım. Demokratik halkçı belediyeciliğin özü halkımızın çıkarlarının önüne hiçbir çıkarın geçemeyeceğidir. “Halka rağmen” değil, halk ile birlikte örnek bir yıldırım yaratmak için haydi güç birliğine, haydi mücadeleye.(Bursa/ EVRENSEL)

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder