15 Ekim 2010 Cuma

Uludağ Üniversitesi Öğrencileri: ‘’Rektörler Komiser, Üniversiteler Karakol Olmasın!’’


Uludağ Üniversitesi öğrencileri, 15 Ekim Cuma günü YÖK’ün yeni genelgesiyle ilgili bir eylem gerçekleştirdiler. YÖK’ün üniversiteleri birer karakol haline getirecek genelgesine karşı gerekleştirilen eylemde; parasız, bilimsel, anadilde eğitim talebi vurgulandı.
Öğrenciler, öğlen yemeği çıkışında Uludağ Üniversitesi yemekhanesinin önünde toplanarak; yemekten çıkan gençleri taleplerini dile getirmeye çağırdılar. Ardından rektörlüğe doğru yürüyüşe geçen öğrenciler, yol boyunca alkış ve sloganlarıyla talepleri anlattılar. Yoldan geçen öğrencilerin ve öğretim görevlilerinin de sık sık alkışlarıyla destek verdiği eylemde; ‘’Parasız eğitim, parasız sağlık’’, ‘’Ferman YÖK’ün üniversiteler bizimdir’’, ‘’YÖK, polis, medya; bu abluka dağıtılacak’’ sloganları atıldı. Yürüyüşün ardından Rektörlük binası önüne gelen gençler burada basın açıklaması gerçekleştirdiler.
Açıklamada; üniversitelilerin özgürlüğünü sivil polislerin de, AKP’nin sahte açılımlarının da sağlamayacağını söyleyen gençler, üniversitelilerin öğrenciler sayesinde özgürleşeceğini vurguladılar.
Açıklamanın ardından öğrenciler bundan sonraki süreçte de üniversitelerin parasız, bilimsel, demokratik kurumlar haline gelmesi için mücadele edeceklerini vurgulayarak; alkışlarıyla rektörlük önünden ayrıldılar. (Bursa/EVRENSEL)

13 Ekim 2010 Çarşamba

Demo Plastik İşyerinden Bilindik Bir Haber: Sendikalı İşçiler İşten Çıkartıldı!


Bursa Demirtaş Organize Sanayi Bölgesi'nde faaliyet yürüten Fransız sermayeli, Demo Plastik işçileri Petrol iş sendikasına üye oldukları için 10 işçi işten çıkarıldı. Otomotiv yan sanayisine üretim yapan fabrikada çalışan işçiler çalışma koşullarının düzeltilmesi için bir süredir Petrol İş sendikasında örgütlenme çalışması sürdürüyorlardı. Bu örgütlenmeden haberi olan patron, işçilere baskı yaparak önce istifa etmeye zorladı. İşçiler istifa etmeyince işten çıkarmalarla sendikalaşmanın önüne geçmeye çalışıyor. Fabrika önünde bir araya gelen sendika yöneticileri, işten atılan işçilerle birlikte basın açıklaması yaparak sendikalaşma mücadelelerinden vazgeçmeyeceklerini söylediler.
Açıklamayı okuyan Petrol İş Bursa Şube Başkanı Nuri Han, daha önce pek çok işverenin yaptığı gibi Demo Plastik işverenin de, işçilerin uluslararası düzeyde ve anayasal olarak tanınmış bir hakkını gasp etmeye yöneldiğini söyledi. Han; 60 yıldır petrol, kimya ve lastik işçilerinin örgütlenme ve hak alma mücadelesini yürüten Petrol-İş Sendikası olarak, Demo Plastik'te işten çıkartılan üyelerimizin sendikal mücadelesinin sonuna kadar yanında olacaklarını vurguladı.
Han’ın ardından Türk İş 8.bölge Temsilcisi Sabri Özdemir de işçilere seslendi. Özdemir yaptığı konuşmada; son günlerde Türk İş’e bağlı sendikaların yapmış oldukları sendikalaşma çalışmalarında işten çıkarılmalarla karşılaştıklarını hatırlattı. Özdemir, işverenlerin işçilerin anayasal haklarını kullanmalarını engellemeye devam ettikleri takdirde, Bursa’da örgütlü bulunan 70 bin dolayında üyelerini karşılarında bulacaklarını söyleyerek; Petrol İş sendikasını bu mücadelede yalnız bırakmayacaklarını vurguladı. İş yeri önünde yapılan eyleme Türk İş’e bağlı Türk Metal İş, Teksif, Tümtis; siyasi partilerden de Emek Partisi ve ÖDP il yöneticileri ve üyeleri katılarak işçilerle dayanışmada bulunuldu.(Bursa/ Evrensel)

1 Ağustos 2010 Pazar

Polifleks İşçileri Direndi ve Kazandı


Orhangazi’de bulunan Faurecia Polifleks Otomotiv işyerinde, aralarında sendika yöneticileri ve işyeri baş temsilcisi de bulunan 11 işçinin işten çıkarılmasıyla başlayan direniş kazanımla sonuçlandı. Geçtiğimiz Cuma günü 16 vardiyasında çalışırken işten çıkarılan işçiler fabrika önünde işe geri dönme talebiyle gece gündüz olmak üzere direnişe geçmişlerdi. Konu hakkında görüşlerini aldığımız Petrol-İş Bursa Şube Başkanı Nuri Han; ‘’ Sendika olarak baştan beri görüşümüz, hiçbir biçimde bu işten çıkarmaları kabul etmemek biçiminde oldu. Daha ilk günde fabrika önüne çadır kurarak, gerekirse aylarca burada direneceğimizi belirttik.’’ dedi.
Bu süre içinde işçilerin çok iyi bir birliktelik sağladıklarını söyleyen Nuri Han, sürekli biçimde büyüyen bu işletmede işçilerin işten çıkarılmasının hiçbir mantıklı açıklaması yoktu bu nedenle işçi arkadaşlarımızla birlikte haklı bir mücadele içerisine girdiklerini ve sonucunda kazandıklarını belirtti. Nuri Han, ‘’ Direnişimiz sırasında Genel Başkanımız Mustafa Öztaşkın ve işyeri genel müdürü, önce genel merkezimize daha sonra fabrikada bir görüşme gerçekleştirdiler. Bunun sonucunda talebimiz kabul edildi ve bütün işçi kardeşlerimiz işe alındı. Biz mücadelemizi bundan sonra da devam ettireceğiz’’ dedi. Han, mücadeleleri süresince bizleri destekleyen bütün kurum ve kişilere teşekkür ettiklerini söyledi. (Bursa/EVRENSEL)

İnegöl’de Yaşanan Olaylar Hakkında Suç Duyurusunda Bulunuldu


25 Temmuz Pazar gecesi İnegöl’de, ırkçı kışkırtma sonucu yaşanan olayların ardından, 30 Temmuz Cuma günü Bursa’daki demokratik kurumlar ve siyasi partiler basın açıklaması gerçekleştirerek; olaya neden olanlar hakkında suç duyurusunda bulundular. Saat 11.00’da Adliye önünde toplanan kitle adına basın açıklamasını Ayla Yıldırım okudu. Yıldırım, yaşanan olaylardan herkesin sorumlu olduğunu belirterek şunları söyledi;
‘’Saatlerce ‘burası İnegöl, buradan çıkış yok’, ‘Kahrolsun Kürtler’ sloganlarıyla dört bir yanı yangın yerine dönüştüren saldırganların, büyük bir bölümünün bırakılmış olması ve tutuklu 11 kişinin ise, sadece ‘kamu malına zarar vermek’, “toplantı gösteri yürüyüşüne muhalefetten ve “polise mukavemetten” yargılanacak olmasını kabul etmiyoruz. Bu saldırganlar tüm dünyada kabul edilmiş olan, ‘ırkçılıktan, ayrımcılıktan, halkın kin ve nefret duygularına sürüklemekten’, Kürtleri açıkça hedef almaktan, saldırmaktan, bu ülkenin vatandaşları olan Kürtleri yaşadıkları yerlerde tedirginliğe sürüklemekten yargılanmalıdırlar.’’
Yıldırım, açıklamanın sonunda bütün demokratik kitle örgütleri, siyasi partileri, aydınları, yazarları, başka kentlerde yaşanabilecek olayları beklemeksizin bu ırkçı linçlere karşı harekete geçmeye çağırarak; bu ateşin sadece düştüğü yeri yakmayacağını vurguladı. Açıklamanın ardından, metinde imzası bulunan siyasi parti temsilcileri adliyeye giderek; bu olayları yaratanların ‘’ırkçılık’’tan yargılanmaları gerektiğine dair suç duyurusunda bulundular. (Bursa/EVRENSEL)

25 Temmuz 2010 Pazar

Faurecia Polifleks Otomotiv’de Sendikayı Bitirme Operasyonu


Bursa’nın Orhangazi ilçesinde bulunan Faurecia Polifleks Otomotiv’de çalışan 11 işçi işten atıldı. Petrol-İş Sendikasının örgütlüğü olduğu fabrikada, işten atılan işçiler arasında Peltrol-İş Baş Temsilcisi ve iki şube yöneticisi de bulunmakta.
Faurecia Polifleks Otomotiv; Ford, Toyota, Renault, Tofaş gibi otomotiv fabrikalarına otomobilin plastik aksanını üreten, yan sanayi olarak faaliyet sürdürmekte. Fabrikada çalışan 306 işçinin; 216’sı sendikalı olurken, kalan 90 işçi sendikasız olarak çalışmakta.
Fabrikanın Pazartesi günü revizyona gitmeden önce yaptığı bu hamle patronun açıkça sendikayı hedef aldığını göstermekte. Üstelik 11 sendikalı işçi atılmadan önce, 50 yeni işçinin işe alınması ve fabrikanın sürekli yeni işler alması da; işçilerin atılma gerekçesi olan, daralma gerekçesi üzerine düşündürüyor.
Cuma akşamından bu yana fabrika önünde işten atılan arkadaşlarının geri alınmasını bekleyen işçiler şunları söylemekteler;
Petrol-İş Bursa Şubesi Mali Sekreteri Muharrem Karakiprik, fabrika patronunun işten atma gerekçesi olarak şirket politikasının bu yönde olduğunu ve şirketin daralması gerektiğini söylediğini belirtiyor. Bu işten atmaların sendikaya yapılan bir saldırı olduğunu belirten Karakiprik, bunun kanıtı olarak da fabrikaya yeni alınan işçileri ve sürekli mesaiye kalmalarını gösteriyor.
Geçtiğimiz günlerde işverenle yaptıkları sözleşmeye değinen Karakiprik, hala daha fabrikadaki işçilerin birçoğunun açlık sınırı altında çalıştığını fakat patronun bu ücretin bile altına düşme çabası içinde olduğunu ama sözleşme masasından istediğini alamadığını söylüyor.
İşten atılan 11 işçinin yıllarca çalışan işçiler olduğunu belirten Karakiprik; 11 işçinin performanslarında bir düşüş olmadığını tam tersine %100 performansla çalışmakta olduklarını hatırlatıyor.
Petrol-İş Bursa Şubesi Denetim Kurulu Üyesi olan İsmail Hakkı Kürekçi de işten atılan işçiler arasında. 6,5 yıldır çalıştığını söyleyen Kürekçi, işten atmaların sendikaya yapılan bir saldırı olduğunu vurguluyor. Pazartesiden itibaren gerekli yasal sürecin başlayacağını söyleyen Kürekçi, hukuki savaşlarını sonuna kadar sürdüreceklerini vurguluyor. İşverenin karşısında işçi arkadaşlarıyla birlikte dimdik duracaklarını vurgulayan Kürekçi, bu süreçte emekten yana kurumlardan ve sendikalardan destek beklediklerini hatılatıyor.
İşten atılan arkadaşlarını desteklemek için fabrika önüne gelen Hasan Akçay isimli işçi de izinde olduklarını fakat bu olay üzerine kendilerine izinde olmanın artık haram olduğunu; bu sorun çözülene kadar işçi arkadaşlarının yanında olduğunu vurguluyor.
Polifleks’te 16 yıldır çalıştığını söyleyen Ali Uludağ isimli işçi, istedikleri tek şeyin emeklerinin karşılığı olan hak olduğunu söylüyor. Uludağ, bütün sendikaların yanlarında olması gerektiğini ve bundan sonra böyle şeyler olmaması için birlikte mücadele etmek gerektiğini vurguluyor.
İşten çıkartılan işçilerden biri olan Ercan Coşkun, işten atılma gerekçesinin gerçeği yansıtmadığını söylüyor. Fabrikadaki diğer işçi arkadaşlarının da desteğiyle bugün mücadele ettiklerini söyleyen Coşkun, fakat bu desteğin daha da büyümesi gerektiğini diğer sendikaların da bu direnişe destek vermesi gerektiğini belirtiyor. Bugün kendilerine yapılan haksızlığın, yarın başka işçilere de yapılacağını hatırlatan Coşkun, bu nedenle birlikte mücadele etmenin önemini vurguluyor.
Son olarak işçi arkadaşlarını desteklemek için fabrika önüne gelen kadın işçiler adına konuşan 16 yıldır Poliflekste çalışan İpek Elibol isimli işçi de, işten atılan 11 arkadaşlarına destek için fabrika önüne geldiklerini ve sonuna kadar işçi arkadaşlarının yanında olacaklarını vurguladı. (Bursa/EVRENSEL)

16 Temmuz 2010 Cuma

İnsan Hakları Kurulu Ne İş Yapar?


Önceki gün kimi gazetelerde ortaya çıkan haberlere göre Bursa da bulunan Alman sermayeli Robert Bosch fabrikasında çalışan işçilerin namaz kılmaları engellendiği yönündeki şikâyetler üzerine işyerine giden vali yardımcısı ve AKP il yöneticisi incelemelerde bulunduğu haberleri vardı. Son zamanlarda BOSC, Oyak Renault ve TOFAŞ gibi fabrikalarda işçilerin bu gibi şikâyetlerinin olduğu biliniyor. Bant usulü üretim yapılan bu fabrikalarda çalışan işçiler bantları terk edemedikleri için namaz kılmaya ve diğer acil ihtiyaçlarını gidermek için vakitlerinin kalmadığı bir gerçektir. Burada esas önemli olan Bursa da insan hakları kurulu diye bir kurul varken bu fabrikalarda bu kadar çok sorunlar yaşanırken neden işyerleri denetlenmiyor bu konuda gösterilen duyarlılık işçi sağlığı ve iş güvenliği gibi konularda gösterilmediğini bütün işçiler söylüyorlar. Bursada değişik sektörlerde çalışan işçilerin anayasal haklarını kullanıp sendikalaştıklardı bütün işyerlerinde işçiler işten çıkarıldıklarında bu kurulun ortaya çıkıp bunu patronlara bunu yapamazsınız dediğini kimse duymamıştır. Gazetemizin bu konudaki sorularına Bosch’ta çalışan bir işçi; yaşanan olay yeni bir olay olmadığını geçen yıl yaşanan bir olay olduğunu söyleyerek neden şimdi gündeme getirdiklerini bilmediğini söyledi. Bosch işçisi, işyerinde çalışma koşularının çok ağırlaştığını ve mesailerin sürekli artığını söyleyen işçi insan hakları kurulu diye bir şey varsa bu sorunlarımızla da ilgilenirse iyi olur dedi. Başka bir Bosch işçisi de aynı biçimde geçen yıl böyle bir sorun yaşanmıştı daha sonra mescitlerin halılarını değiştirip düzenlendiğini söyledi. Bosch işçisi, işyerlerinde yalnız namaz kılınmasının engellemesi gibi sorunlar olmadığını çalışma koşularımızda çok ağır işçiler dayanamıyor bunlarında denetlenip çözülmesi gerektiğini söyledi.

Tuvalete gittiği için işten çıkarıldı

Bosch ta yaşanan benzer bir olayında yaşandığı Oyak Renault fabrikasında çalışan bir işçi, bizim işyerimizde de çalışan işçi arkadaşlar namaz saatlerinde amirlerden gizli namaz kıldıklarını söyleyerek kimse ben namaz kılı cam diyerek işyerinde bandı terk edemez dedi. İşçi işyerlerinde bantlarda çalışan işçilerin tuvalete gidecek zamanları bile olmadığını söyleyerek bir işçi arkadaşımız geçtiğimiz gün bantta yedek elemanın gelmemesi yüzünden tuvalete gidebilmek için bandı durdurmak zorunda kaldığını ve amirlerinde üretimi durdurduğu için bu işçiyi işten çıkardığını söyledi. Renault İşçisi bundan daha büyük insanlı suçu var mı diyerek tepkisini gösterdi. Aynı Renault işiçsi, geçtiğimiz yıl fabrikada iş güvenliği yeterince alınmadığı için Ercan Çolak adında 26 yaşında olan arkadaşımız presin altında kalarak feci bir şekilde can verdiğini hatırlatarak. Biz olayda işyerine insan hakları kurulunu göremediklerini söyleyerek eğer gerçekten böyle bir kurul varsa gelsin de çalışma koşularımızı görsünler insan olan dayanabilir mi diyerek tepkisini ortaya koyuyor.
Başka bir Renault işçisi ise benzer bir ayrımcılığında kendi fabrikalarında yaşanmaya devam ettiğini belirtti. Renault işçisi, işyerimizde işçilerin alışveriş yaptığı bir Kooperatif var buraya da kapalı türbanlı işçi ailelerini almadılar ve şunda fabrika dışında bir girişi olan bina yaparak bu durumda olan işçilerin eşlerini almaya başladılar açıkça ayrımcılık Renault tada sürmeye devam ediyor dedi.
TOFAŞ’ta çalışan işçiye böyle bir kurulun varlığından haberiniz var mı diye sorduğumuz soruya verdiği yanıt ‘ İşyerinde birçok sorunlarla karşılaştıklarını ve bunların çözümünde sendikalarının hiçbir çabasını görmedikleri gibi böyle bir kurulun varlığını da duymadıklarını belirtti. Tofaş işçisi, işyerinde işçilerin namaz kılmaları ile ilgili bizim fabrikamızda bir sorun yok ancak başka sorunlar var işçilere hakaret ediliyor ağır çalışma temposuna işçilerin yak uydurmaları için baskı yapıldığını belirterek madem böyle bir kurul oluşturmuşlar gelsin bu sorunlarımızla da ilgilensinler diye konuştu. Konuyla ilgili görüşünü aldığımız Petrol iş bursa şube başkanı Nuri Han, Tabiî ki işçilerin inançlarını yerine getirmeleri konusunda bir duyarlılığın gösterilmesi önemlidir. Han, ancak Bursa da insan hakları işlerin hakları çok değişik alanda gasp edilmektedir diyerek BPO ve CONTİTEC fabrikalarında çalışan işçiler anayasal haklarını kullanarak sendikamıza üye olduklarında yüzlerce işçi işten çıkarıldı ve bizlerde bu kurula suç duyurusunda bulunduk ancak hiçbir biçimde işçilerin bu Sorununa duyarlılık gösterip ilgilenmediler diyerek umarım bundan sonra gösterirler diye konuştu.

Kurulun ne yetkisi var

İl ve İlçe İnsan Hakları Kurullarının Kuruluş, Görev ve Çalışma Esasları Hakkında Yönetmelikte, il ve ilçe kurullarının görevleri arasında, “İnsan hakları ihlal iddialarını incelemek ve araştırmak” düzenlemesi yer alıyor. Yönetmeliğin 12. maddesinde, kurulun araştırma ve inceleme yöntemleri sıralanıyor. Yöntemler arasında, “İnsan hakları uygulamalarını yerinde görmek amacıyla ilgili kurum ve kuruluşlara ziyaretler gerçekleştirmek” maddesi de bulunuyor. Yönetmeliğe göre, kurullarda, TBMM‘de grubu bulunan partilerin yerel temsilcileri de yer alabiliyor. Çalışma hayatıyla ilgili mevzuatta ibadete ilişkin olarak bir düzenleme ise bulunmuyor.

4 Haziran 2010 Cuma

Bir Bu Eksikti!


Bir üniversite düşünün; harçların dışında her adımda para ödemek zorunda kaldığınız... her itirazınızın soruşturmalarla karşılandığı... öğrencinin hiçbir şikayetinin dikkat alınmadığı... öğrencinin telefonla tehdit edildiği...
Bir öğretim üyesi düşünün, kitabını öğrenciye zorla satmaya çalışan... Almayanı dersten atan; dersten çıkmayanı sınıfta bırakmakla tehdit eden...
Eğitim günden güne paralı olurken, üniversitelerde yaşanan sıkıntılara da her gün bir yenisi ekleniyor. Bursa Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Fakültesi’nde 2009-2010 yılının ikinci döneminde, skandal bir iddia gündeme geldi.
Endüstriyel Kalıpçılık Bölümü’nde okuyan Ali Karaslan, Emre Karaköse, Mehmet Olcay Tutar, Semih Sevindik ve Mehmet Demir isimli öğrencilerin yaşandığını iddia ettikleri olaylar, üniversite eğitiminin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.

KİTAP SATMA TARTIŞMASI

Tartışmaların merkezinde Araştırma Görevlisi İlyas Kaya’nın kitabını öğrencilere zorla satmak istemesi, almayanları dersten atması ya da dersi geçmemekle tehdit etmesi var.
Öğretim Görevlisi Kaya ise bu iddiaları reddediyor. Rektörlük tarafından başlatılan soruşturma sırasında ders için başka bir öğretim görevlisi görevlendirildi.
Görüştüğümüz Öğrencilerden Ali Karaslan, Araştırma Görevlisi İlyas Kaya’nın kitaplarını bölümde okuyan öğrencilere 25 TL’ye satmak istediğini söyledi. Karaslan bir çok kişinin bu kitapları almada problem yaşadığını belirterek; kendilerinin de maddi zorluklar nedeniyle bu kitapları alamadıklarını vurguladı. Karaslan bu durum üzerine İlyas Kaya’nın derste kitabı olmayan öğrencilere ‘Paranız olunca benim dersime girersiniz’ dediğini ve ‘Parasız adam şerefsiz adamdır, para varsa huzur vardır’ diyerek öğrencileri dersten attığını belirtti.
Yaşananları aktarmak üzere Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Murat Yazıcı’ya gittiklerini söyleyen öğrenciler, Yazıcı’nın Kaya ile görüştüğünü ve bu görüşmeden sonra Kaya’nın tavırlarının daha sertleştiğini belirtiyorlar.

‘OKULDAN KEFENİN ÇIKAR’

Ali Karaslan, İlyas Kaya’yla ilgili şikayetin ardından soruşturma başlatıldığını söyledi. Bunun üzerine, kimliği belirsiz bir kişinin kendisine telefon ederek tehditler savurduğunu anlatan Karaslan, telefondaki kişinin şikayeti geri almadığı takdirde okuldan kefeninin çıkacağını söylediğini kaydetti. Durumu bildirdiği polisin kendisini umursamadığını anlatan Karaslan, daha sonra savcılığa başvurduğunu belirtti.
Ali Karaslan tehdit telefonu aldıktan sonra savcılığa ‘ölümle tehdit’ şikayetiyle başvuruda bulundu. 10 Nisan 2010 tarihli başvurusunda 9 Nisan 2010’da telefonla tehdit edildiğini söyleyen Karaslan, Öğretim Görevlisi İlyas Kaya’dan da şikayetçi oldu.
Karaslan, savcılıkta verdiği ifadenin İlyas Kaya tarafından da okunduğunu ve derste bu ifadeden alıntılar yaparak hocanın kendisiyle dalga geçtiğini sözlerine ekledi.

İKİNCİ SORUŞTURMA

İlk soruşturma sonuç vermeyince, öğrencilerin rektörlüğe çektiği faks doğrultusunda Kaya hakkında ikinci soruşturmanın açıldığı bilgisini veren Karaslan, devam eden soruşturmada ifadesi alınan öğrencilerin ise derslere hiç girmeyen öğrencilerden seçildiğini söyledi.
Karaslan geçen dönem maddi açıdan sıkıntıda olduğu için, bilgisayar programı eğitimi vermek amacıyla afişler yaparak duvarlara astığını belirterek, şikayet dilekçesini verdikten sonra, bu afişlerin karşısına çıkartıldığını ve dilekçeyi geri çekmezse okuldan atılmakla tehdit edildiğini sözlerine ekledi.

BÖLÜM BİRİNCİSİYDİ

Karaslan bu döneme kadar bölüm birincisi olduğunu ama bu dönem İlyas Kaya nedeniyle okulu bitirmesinin bile zor olduğunu söyledi. Bu dönem vizesi iyi geçmesine rağmen geçecek notu alamadığını ve bu nota itirazının hâlâ sonuçlanmadığını söyleyen Karaslan, derste İlyas Kaya’nın dilekçe veren 5 kişiyi kastederek, ‘Bu sınıftan 5 kişiyi yaz okuluna bırakacağım, arabamı tamir ettirmem gerekiyor’ dediğini iddia etti.
Hocanın bunlarla da yetinmeyerek, atölyesinde para karşılığında çay ve kahve sattığını söyleyen öğrenciler, İlyas Kaya’nın atölyeyi ticarethaneye çevirdiğini savundular.

‘GERÇEĞİ YANSITMIYOR’

ÖĞRENCİLERİN iddialarını sorduğumuz Öğretim Görevlisi İlyas Kaya, olayın iki ay önce yaşandığını belirterek iddiaların gerçeği yansıtmadığını iddia etti. Gençlerin aşırı heyecanlı olduğunu ifade eden Kaya, “Beni yıpratmak için bunları yapıyorlar” dedi. Olayda haber konusu olabilecek bir durum olmadığını savunan Kaya, okulda rektörlüğün olaya el koyduğunu ve disiplin kurulunun bu öğrencilerin sınav kağıtlarını yeniden incelediğini kaydetti. Derse ve sınavlara başka hocanın görevlendirildiğini vurgulayan Kaya, olaydan dolayı çok yıprandığını ve daha fazla bir şey söylemeyeceğini belirtti.(Bursa/EVRENSEL)

Bursa’dan ‘’İsrail Siyonizmini Durdurun’’ Çağrısı!


İnsani Yardım Gemisi’ne İsrail’in yaptığı saldırı sonucu, 19 yardım gönüllüsünün ölümünü protesto etmek için; KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve siyasi partiler bir eylem gerçekleştirdiler. Mahfel’de toplanan yaklaşık 300 kişilik kitle, buradan Orhangazi Parkı’na sloganlarla yürüyerek; İsrail’in siyonist politikalarını lanetlediler. Orhangazi Parkı’nda yapılan açıklamayı TMMOB Bursa İKK Sekreteri Fikri Düşünceli okudu. Düşünceli, Filistin’deki işgali, katliamı insanlık suçu olarak lanetlediklerini ve Filistin’deki kan durana dek susmayacaklarını belirtti. İsrail’in katliamlarını ve işgalini lanetleyen kitle, Türkiye’deki iktidardan da şunları talep etti; ‘’İsrail büyükelçisi derhal sınırdışı edilsin’’, ‘’İsrail’le bütün anlaşmalar iptal edilsin’’. Yapılan açıklamanın ardından kitle sloganlarla eylemi sona erdirdi.(Bursa/EVRENSEL)

Bursalı İşçi ve Emekçiler Alanlardaydı


26 Mayıs’ta sendika konfedarasyonlarının aldığı karar doğrultusunda tüm yurtta emekçiler güvenli çalışma koşulları için iş bıraktı. Bursalı emekçiler de Bursa Ünlü Cadde’de saat 11.00’da toplanarak, Fomara Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdiler. Yürüyüşte KESK ve DİSK’e bağlı sendikalar, TMMOB ve siyasi partiler yer aldı. Eğitim-Sen kitleselliğiyle dikkat çekerken, Türk-İş ve Kamu-Sen eyleme katılmadı. Kitle sık sık madenlerde ölen işçiler ve TEKEL işçileri için sloganlar attılar. Yürüyüşün ardından, Fomara Meydanı’ndaki açıklamayı Eğitim-Sen Şube Başkanı Cemal Akkurt okudu. Akkurt, taşeronlaştırmaya, 4-C’ye, 4-B’ye karşı 26 Mayıs günü iş bıraktıklarını söyledi. Akkurt’tan sonra Birleşik Metal-İş Şube Ayhan Ekinci söz aldı. Ekinci, 26 Mayıs’tan sonra da mücadeleye devam edeceklerini, yaklaşan TİS sürecinde de metal işçileri olarak mücadele edeceklerini vurguladı. Konuşmaların ardından eylem çekilen halayla

Prizmian işçileri işyeri önünde açıklama yaptı

Birleşik metal iş sendikasının örgütlü olduğu prizmian fabrikasında çalışan işçiler fabrika önünde toplanarak ortak açıklamayı yaptı. İşyeri temsilcisi Gökhan Aydın’ın yaptığı açıklamada sonra işçiler sloganlar atarak ortak eylem alanına geldiler.

Muradiye Hastanesi Emekçileri İş Bıraktı

26 Mayıs Genel Grev gününde, SES ve Dev-Sağlık İş üyesi Muradiye Hastanesi emekçileri sabah 10.00’da iş bırakarak, basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sağlık emekçileri, ‘’Sağlık Haktır Satılamaz’’ ve ‘’Taşeronlaştırma Ölüm Demektir’’ sloganlarıyla ve alkışlarla toplanarak; iş bıraktılar. Hastane önünde yapılan açıklamada, SES Bursa Şube Başkanı Candan Coşkun; 26 Mayıs günü taşeronlaştırmaya, 4-C’ye, 4-B’ye karşı iş bıraktıklarını söyleyerek, bütün emekçileri birleşik mücadeleye çağırdı. Açıklamanın ardından sağlık emekçileri, kortej halinde sendikaların ortak yapacakları eyleme gitmek için; sloganlar ve alkışlarla Ünlü Cadde’ye yürüdüler.

Türk iş işyerlerinde bildiri okudu

Türk iş’e bağlı sendikalardan Kristal iş, Petrol iş, Tek gıda iş, Yol iş, sendikaları örgütlü oldukları işyerlerinde yemek saatlerinde bildiri okudular. Türk metal iş sendikası örgütlü olduğu işyerlerinden bir gurup işçiyi Fomara meydanına getirerek açıklamaya katıldılar.(Bursa/EVRENSEL)

24 Mayıs 2010 Pazartesi

Bursa Emek Gençliği; ‘’Şerzan’ın Katilleri Bulunsun!’’


Geçtiğimiz günlerde ülkücü-polis işbirliğiyle Muğla’da katledilen Şerzan Kurt’un katillerinin bulunması için Bursa Emek Gençliği eylem gerçekleştirdi. 23 Mayıs Pazar günü saat 16.00’da Kent Meydanı’nda toplanan gençler, sloganlarla ve alkışlarla ‘’Şerzan Kurt’un katillerinin bulunmasını’’ talep ettiler. Provokasyona gelmeyerek, barışın egemen olmasını talep eden sloganlar atan gençlere, çevreden geçenlerden de olumlu tepkiler geldi. Eyleme, BDP il örgütü üyeleri ve Yurtsever Gençler de destek verdiler.
Basın açıklamasını okuyan Emek Gençliği Merkez Yöneticisi Önen Ersin, Türkiye’nin birçok yerinde gerçekleşen faşist saldırıların sona ermesini talep etti. Bütün gençleri gericiliğe ve provokasyona karşı birleşme çağrısı yapan Ersin; ‘’İş, Eğitim, Barış’’ talebi etrafında birleşmek gerektiğini vurguladı. Açıklamanın ardından eylem, sloganlarla ve alkışlarla son erdi.(Bursa/EVRENSEL)

23 Mayıs 2010 Pazar

Bursa’da Binlerce Kişi ‘’Barış ve Kardeşlik’’ Şenliğinde Buluştu


Bursa’da BDP il örgütü tarafından düzenlenen BDP Eş Başkanı Selahattin Demirtaş ve BDP Milletvekili Pervin Budan’ın katıldığı Barış ve Kardeşlik şenliğinde, binlerce kişi barış talebini yineledi.
Kültürpark Açıkhava Tiyatrosunda yapılan şenlikte ilk olarak Sarya Kültür Merkezi sanatçısı Bengin sahneye çıktı. Bengin söylediği türkülerin eşliğinde şenliğe katılanlar halay çektiler.
Bengin’in ardından Selahattin Demirtaş’ın alana gelmesiyle, kitlenin coşkusu arttı. Demirtaş konuşmasında, son zamanlarda bölgede yapılan operasyonlara ve üniversitelerde yaşanan ülkücü saldırılara değinerek; Kürt halkının bütün bunlara rağmen ‘’barış’’ talebini hala daha savunduklarını belirtti. Canlı kalkan olarak bölgeye gideceklerini söyleyen Demirtaş, Bursa halkından da destek istedi. Demirtaş son olarak, Bursalılara 2011 seçimlerinde parlamentoya kendi temsilcilerini gönderme çağrısı yaparak konuşmasını sonlandırdı.
Demirtaş’ın ardından sahneye çıkan Rojda; şarkılarıyla coşkusu iyice artan kitleye keyifli vakit geçirtti. Gecede son olarak sahneye çıkan Cevdet Bağca, türküleriyle geceyi sonlandırdı. (Bursa/Evrensel)

EMEP Bursa İl Örgütü: ‘’Ölümlerin Sebebi Özelleştirme ve Taşeronlaştırma’’


Emek Partisi Bursa İl Örgütü, Zonguldak’ta yaşanan işçi ölümleriyle ilgili 21 Mayıs Cuma günü eylem gerçekleştirdi. Saat 18.30’da Osmangazi Metro İstasyonu önünde toplanan Emek Partisi üyeleri, sloganlarla Kent Meydanı’na yürüdüler. Burada yapılan basın açıklamasını Emek Partisi Bursa İl Başkanı İsken Yıldız okudu. Yıldız açıklamasında, ölümlerin sebebinin özelleştirme ve taşeronlaştırma politikası olduğunu vurgulayarak; iş cinayetlerine son verilmesinin gerektiğini belirtti. Yıldız işçi ölümlerinin son bulması için, 26 Mayıs Genel Grevi’ne işçi ve emekçilerin daha güçlü katılım sağlaması gerektiğini vurguladı. Yıldız’ın açıklamasının ardından kitle, sloganlar ve alkışlarla eylemi sona erdirdi.(Bursa/EVRENSEL)

16 Mayıs 2010 Pazar

Bursa Demokrasi Güçleri; ‘’Barışa Giden Yollar Açılsın’’


Operasyonlara son verilmesi ve Kürt Sorunu’nun diyalogla çözülmesi talebiyle bir araya gelen Bursa Demokrasi Güçleri, 15 Mayıs Cumartesi günü saat 18.30’da Bursa Kent Meydanı’nda barış talebini dile getirmek için eylem gerçekleştirdi.
Eyleme BDP-EMEP-SDP-Sosyalist Parti-ESP gibi siyasi partilerin yanı sıra demokratik kurumlar da destek verdi. Yapılan ortak açıklamada; Muğla’da, Eskişehir’de, Ankara’da ve daha birçok kentte başlayan saldırıların sorumlusunun; savaş politikalarında ısrar eden hükümet olduğu vurgulandı. Açıklamada, Türkiye’de yaşayan halkların artık operasyon değil, müzakere istediği söylenirken; Kürt siyasetçilerine ve Kürt çocuklarına özgürlük istendi. Açıklamada son olarak, egemenlerin savaş politikalarına karşı; tüm halklar ve emekçiler barış için mücadele etmeye çağrıldı.
Eylem atılan sloganların ve zılgıtların ardından; herhangi bir provokasyon olmadan sona erdi. (Bursa/ EVRENSEL)

7 Mayıs 2010 Cuma

Nilüfer’de 3 Fidan Anıtı Açılışına Binlerce Kişi Katıldı


Nilüfer Belediyesi tarafından yaptırılan ‘’Üç Fidan Anıtı’’ kitlesel bir anma etkinliğiyle 6 Mayıs günü açıldı. 1500’ün üzerinde insanın katıldığı açılış etkinliğinde; Belediye Başkanı Mustafa Bozbey’in yanı sıra, Deniz’lerin arkadaşları olan Mustafa Yalçıner, Hacı Tonak gibi dönemin önemli isimleri de yer aldı. Emek Gençliği ve Emek Partisi de şehir merkezinde yaptığı yürüyüşün ardından, kitlesel bir biçimde açılışın yapılacağı alana geldi. Sloganlarla alana giren örgüte, alandakiler de sloganlarla ve alkışlarla destek verdiler. Özellikle Bursa Emek Gençliği’nin alandaki bir ağaca astığı dev boyutlardaki Deniz Gezmiş pankartı, alandaki insanlardan yoğun ilgi gördü ve birçok insan pankartın önünde fotoğraf çektirmeyi ihmal etmedi.

Açılış etkinliğinde ilk olarak Belediye Başkanı Mustafa Bozbey konuştu. Bozbey şöyle konuştu; ‘’Deniz Gezmiş ve arkadaşları, yaşamları, mücadeleleri ve ölümleriyle emperyalizmin tahakkümünden kurtulmuş, kendi halkının iradesiyle yönetilen bir Türkiye, yani tam bağımsız bir Türkiye istediler. Bugün burada, Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının tam bağımsız Türkiye idealine sahip çıktığımızı haykırıyoruz. Bugün, bizler de onların bu onurlu duruşu karşısında saygıyla eğiliyoruz. Deniz Gezmiş ve arkadaşlarının, terörist değil, ülkenin bağımsızlığına sahip çıkan örnek birer devrimci genç olduğunu söylüyoruz ‘’

Heykeltraş Eşber Karayalçın tarafından 'Barış sembolü çevresine yerleştirilmiş 3 insan figürü' şeklinde tasarlanan anıtın açılışında; Deniz’lerin mücadele arkadaşı ve Emek Partisi MYK üyesi Mustafa Yalçıner de bir konuşma yaptı. Yalçıner konuşmasında Deniz’lerin, bozuk giden düzeni değiştirmek için yola çıktıklarını belirterek; bugün için de herkesin bu değişime ihtiyacı olduğunu vurguladı. Yalçıner, bugün Deniz olmak isteniyorsa bu değiştirmek uğruna daha fazla mücadele etmek ve kendini halkın davasına adamak gerektiğini söyledi. Yalçıner’in konuşması sık sık alkışlarla kesilirken; son olarak Yalçıner, alanda bulunan herkese bundan sonra Deniz olacaklarına dair söz verdirmesiyle konuşmasını noktaladı.

Konuçmacıların ardından sanatçı Onur Akın sahneye çıktı ve alanda bulunan insanları türküleriyle coşturdu. Onur Akın’ın konserinin ardından kitlenin, bundan sonra yaşamın her alanında Deniz olacaklarını haykırmasının ardından etkinlik sona erdi. (Bursa/EVRENSEL)

Deniz’ler Bursa’da Kitlesel Biçimde Anıldı!


Türkiye’nin her yerinde olduğu gibi Bursa’da da, 6 Mayıs günü Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamları kitlesel bir biçimde protesto edildi. Emek Gençliği ve Emek Partisi’nin gerçekleştirdiği yürüyüş, yaklaşık 250 kişilik katılımla gerçekleşti. Yürüyüş için Bursa’nın Setbaşı köprüsünde toplanan kitle, buradan sloganlarla Orhangazi Parkı’na yürüdü. Yürüyüş esnasında çevredeki halk da sık sık, kitleyi alkışlayarak desteğini sundu. Yürüyüşün ardından Orhangazi Parkı’nda, ilk olarak Emek Partisi Bursa İl Başkanı İsken Yıldız bir konuşma yaptı. Yıldız, Deniz’lerin hala daha mücadele alanlarında yaşadığını belirterek; 26 Mayıs’ta emekçileri genel greve, öğrencileri de boykota çağırdı. Yıldız’ın ardından, basın açıklamasını Emek Gençliği Merkez Yöneticisi Önen Ersin okudu. Ersin açıklamasında şunları söyledi; ‘’Denizlerin hala gençliğin ve halkın mücadelesinde yaşamalarını sağlayan; onların tavizsiz tutumu, işbirlikçilik ve emperyalizm karşıtlığı, bağımsızlık, demokrasi ve halka bağlılıklarıydı. Onlar son sözleriyle hem Türk ve Kürt emekçilerinin gelecekteki birlikteliğine ve kardeşliğine işaret etmişler, hem de işçi sınıfı ideolojisi ve sosyalizmi haykırarak kendilerinden sonrakilere, doğru bir siyasi çizgide mücadelenin yönünü göstermişlerdir.’’ Bursa’nın Nilüfer Belediyesi’nde açılan ‘’Üç Fidan Anıtı’’na yapılan saldırıya da değinen Ersin, bu saldırıyı yapanların halkın Deniz’e karşı olan sevgisini yok edemeyeceğini söylerek; bütün mücadele alanlarında Deniz’in yaşadığını ve bundan sonra da yaşayacağını vurguladı.(Bursa/EVRENSEL)

Bursa’da Son Yılların En Kalabalık 1 Mayıs’ı!


Bursa’da Türk-İş, KESK, Kamu-Sen tarafından örgütlenen 1 Mayıs’a Bursalı işçi ve emekçiler yoğun katılım gösterdiler. Son yılların en kitlesel 1 Mayıs’ında, 8 bin’in üzerinde emekçinin katıldığı coşkulu biçimde atılan sloganlarla Fomara meydanına yürüdüler.

Gökdere Meydanı’nda saat 12.00’da toplamaya başlayan sendikalar ve siyasi partiler;

1 Mayıs İşçi Bayramı kutlamalarına korteje sırasıyla Türk-İş KESK, Memur-Sen, Kamu-Sen, ve bağlı sendikalar ile dernek ve siyasi partiler katıldı. Öğle saatlerinde Demirtaş Köprülü Kavşağı'nda toplanan kalabalık, kortej halinde Şehreküstü Meydanı'na kadar yürüdü. "İşçi memur el ele, hep beraber greve", "Yaşasın 1 Mayıs", "Alanlardayız, direne direne kazanacağız" sloganları eşliğinde yürüyen işçiler buradan coşkulu bir biçimde Fomara Meydanı’na yürüdüler. Yürüyüşün ardından Fomara Meydanı’nda başlayan mitingde bir kamu emekçisi ve bir metal işçisi konuşma yaptılar. Konuşmanın ardından Suavi sahneye çıktı ve şarkılarıyla alanda bulunan kitleyi coşturdu. Suavi’nin konserinin ardından miting sona erdi.(Bursa/EVRENSEL)

25 Nisan 2010 Pazar

Bursa’da Hayat Televizyonu Dayanışma Yemeği


23 Nisan Cuma akşamı, Bursa’da Hayat Televizyonu dayanışma yemeği gerçekleştirildi. Bursa’da bulunan birçok siyasi parti ve sendika temsilcisinin katıldığı yemekte, işçilerin ve emekçilerin televizyonu olan Hayat Televizyonu’na olan desteğin arttırılması gerektiği vurgulandı.
Bursa BESOB Restoran’da yapılan yemekte; DİSK, KESK, Türk-İş’e bağlı sendikaların temsilcileri, EMEP, ÖDP ve BDP gibi siyasi partilerin yöneticileri yer aldı. Bunun yanı sıra Yemekte konuşan Emek Partisi Bursa İl Başkanı İsken Yıldız; işçilerin, emekçilerin bütçeleriyle kurulan ve onların mücadeleleriyle güçlenen Hayat Televizyonu’nun; bundan sonraki süreçte de kanalın gerçek sahiplerinin yani işçilerin, emekçilerin mücadelesiyle büyüyeceğini söyledi.
İsken Yıldız’ın konuşmasının ardından gösterilen sine vizyonda, konuklar Hayat Televizyonu’nun 2 yıllık sürecini izlediler. Sine vizyondan sonra sahneye Eğitim-Sen’in müzik grubu çıktı ve etkinlik müzik dinletiyle sona erdi.

Kurumlardan Katılım:

Petrol-İş Aliağa Şube Başkanı İsmail Doğan, Bursa Şube Başkanı Nuri Han, Eğitim-Sen Kestel Temsilcisi Yüksel Hoş, Eğitim Sen Bursa Yönetim Kurulu Üyesi Hasan Özaydın, Emekli-Sen Bursa Şube Başkanı Günay Onayman, SES Bursa Şube Başkanı Candan Coşkun, BES Bursa Şube Başkanı Süleyman Ayyılmaz, Genel-İş Bursa Şube Başkanı Selahattin Atan, Genel-İş Bursa Yönetim Kurulu Üyesi Ahmet Aslan, Haber-Sen Bursa Şube Başkanı Orhan Çakır, Birleşik Metal-İş Bursa Şube Yöneticisi Salim İşçi, Birleşik Metal-İş Prizmian İşyeri Temsilcisi Gökhan Aydın, Gemlik CHP Belediye Meclis Üyesi Binali Derin, Tavşanlı Belediye Meclisi Üyesi İsmail Uluçay, Teleferik Halk Meclisi Başkanı Okan Okumuş ve Doğader Başkanı Murat Demir, Gemlik Tuncelililer Derneği Başkanı Yusuf Topçu ve Yöneticileri, BDP İl Başkanı Hüseyin Armağan ve BDP İl Yöneticileri, ÖDP İl Sekreteri Günay Pank

18 Nisan 2010 Pazar

Çok Çalışmanın Karşılığı: Oyuncak Araba


Bursa'da bulunan Oyak Renault fabrikası, otomobil üretimindeki artış ve başarılı çalışmalarından dolayı işçilere oyuncak araba hediye ederek teşekkür etti. Renault işçileri bizimle alay ediyorlar diyerek tepki gösterdiler. Oyak Renault genel müdürü Tarık Tunalı imzalı hediye paketleirinde Renault işçilerinin 'eşine az rastlanır bir ekip çalışması ile hedeflenen başarıya ulaşmaya devam ettiğini ve oyuncaklarında bunun anısına verildiği söyleniyor.' Bursa'da bulunan fabrika son yıllarada kriz bahanelerine rağmen Renault gurubu içerisinde en karlı üretim merkezi seçilmiş ve fabrika yeni modellerin yapımınıda Bursa'ya çekmeyi başarmıştı.Bunda en büyük pay sahibi olan işçilere ise hiçbir değer verilmediği gibi oyuncak araba verilerek işçinin bununla avunması istendi. Fabrikada çalışan işçiler yetkililerin fabrikada üretilen araçlardan işçilerin yararlanmalarını kolaylaştıracak bir uygulamada bulunmadıkları gibi çok çalışmamızın karşılığınıda otomobil maketi vererek ödüyorlar dedi.Bizlerde çok çalışmanın karşılı oyuncak hediye edilen Oyak Renault işçileri ile fabrikadaki çalışmalarını konuştuk. Renault işçilerinden biri; son gelişmeler fabrikanın teknolojik anlamda avrupa birliği standartı düzeyinde.ama gelin görün ki;işçi ücretleri,çalışma koşulları açısından tam tersi durumda insanlık dışı çalışma koşullarının devam ettiğini söylüyor.Renault işçisi; otomotiv sektöründe üretim planlaması genellikle tüm fabrikalarda aynı olduğunu söyleyerek, şubatta üretim planlaması yapılır,mart'ta hızlı bir ivme kazanır.taki ağustos ayında revizyon dönemine kadar. her ay 20 araba artılarak aralık ayında da düşüşe geçer.tabiki bu düşüş sadece 20 araba düşürülerek devam edilir.ertesi yılın yine şubat ayına denk gelene kadar.bu sürede adam eksiltilerek aynı mevcut az adamla otomobil üretmeye devam edilerek zarar minumuma indirilir.örnek vermek gerekirse oyak-renault ve diğer fabrikalarda olduğu gibi 16-30 kişilik tıpkı askeri mantıkta olduğu gibi posta kavramı vardır. İmalat düştüğünde bu 30 kişi 25'e indirilir. üretim 20-30 arası düşürülür. sonrada tüm patronlar otomotiv sektörü krizde denilir.söylediklerinin tüm otomobil sektörü için geçerli olduğunu söyleyen Renault işçisi şu anda fabrika 3'lü vardiya sisteminde devam etmekte.08:00-16:00-16:00-24:00_ 24:00_08:00 tek vardiyada 390 otomobil üretiyoruz. bunun 3 le çarparsak 1170. mayıs ve mayıstan sonra 500-600 kişi alınacak.bunlar daha önce sözleşmeli çalışıp çıkartılanlardan olacak.mayıs ve sonrası saate 66 araba üretilmek istendiğinin söyleyen Renault işçisi; müdürlerden,atelye şeflerinden aldığımız duyumlara göre mayısta ihracat rekoru kırmayı düşündüklerini bu hedeflerini gerçekleştirmek içinde işçilere daha fazla baskı yapacaklarını söylüyor.Bütün bu çalışmalara karşın sözü hediye edilen oyuncağa getiren işçi bizlerle alay ediliyor bu bile işçilere verdikleri değeri anlatmaya yeterli olduğunu söyledi. Bir başla Renault işçisi ise; 'Bundan 3 ay önce 150-200 kişi çıkarıldıdığını çıkarılanların genellikle çalışma koşullarına itiraz eden veya çalıştığı işin ağırlığı yüzünden bel fıtığı olmuş işçilerin işten çıkarıldığını söyledi. işveren bu vesileyle çalışma temposuna ayak uyduramayanları ayıkladığını söyleyen Renault işçisi, 'Amaçları geride çalışmaya devam eden işçilere gözdağı vermek olduğunu bunuda nispeten başardıklarını belirtti. Renault işçisi, daha önceden işten çıkarılan işçilerin açtıkları davayı kazanmalarından dolayı sendikanın bu kez temkinli davrandığını ve işçileri dava açmamaları yönünde konuşmalar yaparak patronun çıkarlarını savunduğunu söyledi. Çıkarılan işçi arkadaşlarımıza geriye dönüş davası açmamaları konusunda uyararak eğer dava açarsanız Bursa'nın başka sanayi bölgelerinde iş bulamazsınız.türk-metal olarak elimizden gelen tüm engellemeleri yaparız diyorlar.Renault işçisi; yeni model fluence hediyesi olarak oyuncak araba kadar verdiklerini söyleyerek güleyim mi? ağlayayım mı? bilemiyorum.Renault fıransız marka ama verdikleri oyuncakta bile tasarufa giderek çin malı olduğunu söyleyerek bütün işçilerle alay edildiğini düşünüyorum diye konuştu.(Bursa/EVRENSEL)

16 Nisan 2010 Cuma

Emekli-Sen, Bursa Halkına ''Gebze Mitingine'' Katılma Çağrısı Yaptı


Emekli-Sen Bursa şubesi, Bursa Orhangazi Parkı'nda bir basın açıklaması yaparak; 20 Nisan'da Gebze'de yapılacak olan ''Geçmiş Emeğimize ve Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz'' mitingine çağrı yaptı. Açıklamayı yapan Emekli-Sen Bursa Şube Başkanı Günay Onayman; yıllarca emek vermiş olan emeklilerin, bugün açlık sınırının altında olan maaşlarına ve ceplerinden ödedikleri sağlık hizmetine dikkat çekti. Onayman, SGK adıyla birleştirilen sosyal güvenlik kurumlarının, kendi ihtiyaçları için değil; başklarına peşkeş çekilmek için harcama yaptığını belirtti. Anayasaya göre ''sosyal devlet'' statüsünde olan Türkiye'de hasta, yaşlı ve kimsesiz emeklilere bakım yapan yerlerin olmadığını söyleyen Onayman; bu durumda emeklilerin çile çekerek yaşamaya mahkum kaldıklarını vurguladı. Onayman, son olarak; bütün emeklileri Emekli-Sen'de mücadele etmeye çağırdı.
Emekli-Sen üyeleri, açıklamanın ardından Bursa halkına dağıttıkları bildirilerle; 20 Nisan Pazar günü yapılacak ''Geçmiş Emeğimize ve Geleceğimize Sahip Çıkıyoruz'' mitingine tüm Bursa'lıları davet ettiler.(Bursa/EVRENSEL)

Eğitim Emekçileri Bursa'dan Geçti


Eğitim emekçilerinin talepleri için başlatmış oldukları yürüyüşün, İstanbul yürüyüş kolu Bursa'da karşılandı. 18.30' da Bursa Kent Meydanı'nda coşkulu biçimde karşılanan Eğitim Sen üyelerine, sendikalar siyasi partilerde destek verdi. Kalabalık kitlenin, Fomara Meydanı'na yürüyerek basın açıklaması yapma isteğine izin vermek istemeyen emniyet güçleri; barikat kurarak izin vermeyeceklerini belirti. Eğer ısrar edilirse müdahele edeceklerini belirtiler güvenlik güçlerine, yarım saat alanda sloganlarla geri adım atmayacakalarını söyleyen işçi ve emekçilerin kararlı duruşları karşısında, güvenlik güçleri geri adım atıp barikatı açmak zorunda kaldı. Sloganlar eşliğinde Fomara Meydanı'na yürüyen kitleye, çevreden geçen halktanda destek geldi. Fomara Meydanı'nda toplanan kitle adına, ilk sözü alan Eğitim Sen Bursa şube başkanı Cemal Akkurt, kararlı duruşlarıyla engelleri aştıkları söyleyerek; bugüne kadar Eğitim Sen olarak ekonomik ve demokratik hakları için mücadele ettiklerini söyleyerek, bundan sonrada geri adım atmayacaklarını söyledi. Eğitim Sen merkez yönetim kurulu üyesi, Gülçin İsbert ; Eğitim Sen olarak Türkiye'nin bütün sorunları gibi giderek derinleşen eğitim sorunlarına dikkat çekmek, eğitime ve diğer alanlarda yaşanana ticarileştirme ve özelleştirme uygulamalarına son verilmesi için, grev ve toplusözleşme hakkımızı kullanabilmek için Ankara'ya yürüdüklerini söyleyerek bütün işçi ve emekçileri mücadeye çağrdı. Eyelem atılan sloganlar ve halaylarla son buldu. (Bursa/EVRENSEL)

Kadınlar Seslerini Yükseltti


Bursa'da kadın örgütlerinden oluşan kadın palatformu, son günlerde kadınlara yönelik saldırıların artığını belirterek 'kadın cinayetlerine ,tecavüce,şiddete karşı gücümüzü birleştirelim sesimizi yükseltelim' sloganıyla basın açıklaması gerçekleştirdi.Heykelde toplanan kadınlar adına yapılan ortak açıklamada, Bu iktidar döneminde kadınlara yönelik suçların artığını söylenerek yedi yılda yüzde 1400 kat artıp her gün ortalama üç kadının öldürüldüğü söylendi.Açıklamada, kölelik koşullarında yaşamamak şiddete daha fazla katlanmamak, geleceğimize güvenle bakabilmek için bütün kadınları mücadeleye çağırıyoru denildi.(Bursa/EVRENSEL)

9 Nisan 2010 Cuma

Nilüfer’de toplu sözleşme sevinci


Nilüfer Belediyesi ile Tüm-Bel Sen arasında 232 memuru kapsayan toplu iş sözleşmesi imzalandı.
Tüm Bel-Sen Bursa Şubesi Başkanı Zeki Büke, Başkan yardımcıları Turgay Erdem, Ahmet Çakıcı ve Sendika Yönetim Kurulu üyelerinin katıldığı imza töreninde konuşan Nilüfer Belediye Başkanı Mustafa Bozbey, Tüm-Bel Sen ile 5. kez imza masasına oturduklarını belirterek, “Bu yıl ekonomik krizin devam etmesine rağmen çalışanlarımızın sosyal ve mali haklarında artış sağladık. Nilüfer Belediyesi olarak çalışanlarımızın emeklerinin karşılığını vermeye, hayat standartlarını yükseltmeye çalışıyoruz. Bugün Nilüfer Belediyesi lider ve öncü bir kurum olduysa bu çalışma arkadaşlarımızın başarısıyla olmuştur” dedi.
Tüm Bel-Sen Bursa Şubesi Başkanı Zeki Büke ise Türkiye’de birkaç cesur yürekli belediye başkanının toplu sözleşme imzaladığını belirterek, Başkan Bozbey’e yaklaşımı ve inancı için teşekkür etti.
1 Ocak 2010 -31 Aralık 2010 tarihlerini kapsayan sözleşme ile geçen yıla oranla yüzde 5 ila 7 arasında artış sağlandı. Buna göre; sendika üyesi kamu görevlilerine her ayın 15. günü brüt maaşlarına ek olarak 265 TL iyileştirme ücreti ödenecek. Ramazan Bayramı’nda brüt 140 TL, Kurban Bayramı’nda brüt 200 TL bayram yardımı ile haziran ayında brüt 150 TL tatil yardımı ve evlenmeleri halinde brüt 550 TL evlenme yardımı ödenecek. Ayrıca çalışanın kendisinin ölümü halinde yasal mirasçılarına net 550 TL eş ve çocuklarının ölümü halinde net 330 TL, anne ve babasının ölümü halinde ise net 230 TL ölüm yardımı ödenecek. Çalışanlara ayrıca ekim ayında öğrenim belgelerinin getirilmesi halinde; ilköğretimde okuyan her çocuk için brüt 80 TL, lise ve dengi okullarda okuyan her çocuk için brüt 110 TL, yüksek öğrenim gören her çocuk için brüt 140 TL öğrenim yardımı yapılacak.
Sözleşme ile Nilüfer Belediyesi’ndeki en düşük memur maaşı sosyal yardımlar dahil net 1.776 TL, en yüksek memur maaşı net 2.668 TL olarak belirlendi.(Bursa/EVRENSEL)