4 Haziran 2010 Cuma

Bir Bu Eksikti!


Bir üniversite düşünün; harçların dışında her adımda para ödemek zorunda kaldığınız... her itirazınızın soruşturmalarla karşılandığı... öğrencinin hiçbir şikayetinin dikkat alınmadığı... öğrencinin telefonla tehdit edildiği...
Bir öğretim üyesi düşünün, kitabını öğrenciye zorla satmaya çalışan... Almayanı dersten atan; dersten çıkmayanı sınıfta bırakmakla tehdit eden...
Eğitim günden güne paralı olurken, üniversitelerde yaşanan sıkıntılara da her gün bir yenisi ekleniyor. Bursa Uludağ Üniversitesi Teknik Bilimler Fakültesi’nde 2009-2010 yılının ikinci döneminde, skandal bir iddia gündeme geldi.
Endüstriyel Kalıpçılık Bölümü’nde okuyan Ali Karaslan, Emre Karaköse, Mehmet Olcay Tutar, Semih Sevindik ve Mehmet Demir isimli öğrencilerin yaşandığını iddia ettikleri olaylar, üniversite eğitiminin geldiği noktayı gözler önüne seriyor.

KİTAP SATMA TARTIŞMASI

Tartışmaların merkezinde Araştırma Görevlisi İlyas Kaya’nın kitabını öğrencilere zorla satmak istemesi, almayanları dersten atması ya da dersi geçmemekle tehdit etmesi var.
Öğretim Görevlisi Kaya ise bu iddiaları reddediyor. Rektörlük tarafından başlatılan soruşturma sırasında ders için başka bir öğretim görevlisi görevlendirildi.
Görüştüğümüz Öğrencilerden Ali Karaslan, Araştırma Görevlisi İlyas Kaya’nın kitaplarını bölümde okuyan öğrencilere 25 TL’ye satmak istediğini söyledi. Karaslan bir çok kişinin bu kitapları almada problem yaşadığını belirterek; kendilerinin de maddi zorluklar nedeniyle bu kitapları alamadıklarını vurguladı. Karaslan bu durum üzerine İlyas Kaya’nın derste kitabı olmayan öğrencilere ‘Paranız olunca benim dersime girersiniz’ dediğini ve ‘Parasız adam şerefsiz adamdır, para varsa huzur vardır’ diyerek öğrencileri dersten attığını belirtti.
Yaşananları aktarmak üzere Bölüm Başkanı Yrd. Doç. Murat Yazıcı’ya gittiklerini söyleyen öğrenciler, Yazıcı’nın Kaya ile görüştüğünü ve bu görüşmeden sonra Kaya’nın tavırlarının daha sertleştiğini belirtiyorlar.

‘OKULDAN KEFENİN ÇIKAR’

Ali Karaslan, İlyas Kaya’yla ilgili şikayetin ardından soruşturma başlatıldığını söyledi. Bunun üzerine, kimliği belirsiz bir kişinin kendisine telefon ederek tehditler savurduğunu anlatan Karaslan, telefondaki kişinin şikayeti geri almadığı takdirde okuldan kefeninin çıkacağını söylediğini kaydetti. Durumu bildirdiği polisin kendisini umursamadığını anlatan Karaslan, daha sonra savcılığa başvurduğunu belirtti.
Ali Karaslan tehdit telefonu aldıktan sonra savcılığa ‘ölümle tehdit’ şikayetiyle başvuruda bulundu. 10 Nisan 2010 tarihli başvurusunda 9 Nisan 2010’da telefonla tehdit edildiğini söyleyen Karaslan, Öğretim Görevlisi İlyas Kaya’dan da şikayetçi oldu.
Karaslan, savcılıkta verdiği ifadenin İlyas Kaya tarafından da okunduğunu ve derste bu ifadeden alıntılar yaparak hocanın kendisiyle dalga geçtiğini sözlerine ekledi.

İKİNCİ SORUŞTURMA

İlk soruşturma sonuç vermeyince, öğrencilerin rektörlüğe çektiği faks doğrultusunda Kaya hakkında ikinci soruşturmanın açıldığı bilgisini veren Karaslan, devam eden soruşturmada ifadesi alınan öğrencilerin ise derslere hiç girmeyen öğrencilerden seçildiğini söyledi.
Karaslan geçen dönem maddi açıdan sıkıntıda olduğu için, bilgisayar programı eğitimi vermek amacıyla afişler yaparak duvarlara astığını belirterek, şikayet dilekçesini verdikten sonra, bu afişlerin karşısına çıkartıldığını ve dilekçeyi geri çekmezse okuldan atılmakla tehdit edildiğini sözlerine ekledi.

BÖLÜM BİRİNCİSİYDİ

Karaslan bu döneme kadar bölüm birincisi olduğunu ama bu dönem İlyas Kaya nedeniyle okulu bitirmesinin bile zor olduğunu söyledi. Bu dönem vizesi iyi geçmesine rağmen geçecek notu alamadığını ve bu nota itirazının hâlâ sonuçlanmadığını söyleyen Karaslan, derste İlyas Kaya’nın dilekçe veren 5 kişiyi kastederek, ‘Bu sınıftan 5 kişiyi yaz okuluna bırakacağım, arabamı tamir ettirmem gerekiyor’ dediğini iddia etti.
Hocanın bunlarla da yetinmeyerek, atölyesinde para karşılığında çay ve kahve sattığını söyleyen öğrenciler, İlyas Kaya’nın atölyeyi ticarethaneye çevirdiğini savundular.

‘GERÇEĞİ YANSITMIYOR’

ÖĞRENCİLERİN iddialarını sorduğumuz Öğretim Görevlisi İlyas Kaya, olayın iki ay önce yaşandığını belirterek iddiaların gerçeği yansıtmadığını iddia etti. Gençlerin aşırı heyecanlı olduğunu ifade eden Kaya, “Beni yıpratmak için bunları yapıyorlar” dedi. Olayda haber konusu olabilecek bir durum olmadığını savunan Kaya, okulda rektörlüğün olaya el koyduğunu ve disiplin kurulunun bu öğrencilerin sınav kağıtlarını yeniden incelediğini kaydetti. Derse ve sınavlara başka hocanın görevlendirildiğini vurgulayan Kaya, olaydan dolayı çok yıprandığını ve daha fazla bir şey söylemeyeceğini belirtti.(Bursa/EVRENSEL)

Bursa’dan ‘’İsrail Siyonizmini Durdurun’’ Çağrısı!


İnsani Yardım Gemisi’ne İsrail’in yaptığı saldırı sonucu, 19 yardım gönüllüsünün ölümünü protesto etmek için; KESK, DİSK, TMMOB, TTB ve siyasi partiler bir eylem gerçekleştirdiler. Mahfel’de toplanan yaklaşık 300 kişilik kitle, buradan Orhangazi Parkı’na sloganlarla yürüyerek; İsrail’in siyonist politikalarını lanetlediler. Orhangazi Parkı’nda yapılan açıklamayı TMMOB Bursa İKK Sekreteri Fikri Düşünceli okudu. Düşünceli, Filistin’deki işgali, katliamı insanlık suçu olarak lanetlediklerini ve Filistin’deki kan durana dek susmayacaklarını belirtti. İsrail’in katliamlarını ve işgalini lanetleyen kitle, Türkiye’deki iktidardan da şunları talep etti; ‘’İsrail büyükelçisi derhal sınırdışı edilsin’’, ‘’İsrail’le bütün anlaşmalar iptal edilsin’’. Yapılan açıklamanın ardından kitle sloganlarla eylemi sona erdirdi.(Bursa/EVRENSEL)

Bursalı İşçi ve Emekçiler Alanlardaydı


26 Mayıs’ta sendika konfedarasyonlarının aldığı karar doğrultusunda tüm yurtta emekçiler güvenli çalışma koşulları için iş bıraktı. Bursalı emekçiler de Bursa Ünlü Cadde’de saat 11.00’da toplanarak, Fomara Meydanı’na yürüyüş gerçekleştirdiler. Yürüyüşte KESK ve DİSK’e bağlı sendikalar, TMMOB ve siyasi partiler yer aldı. Eğitim-Sen kitleselliğiyle dikkat çekerken, Türk-İş ve Kamu-Sen eyleme katılmadı. Kitle sık sık madenlerde ölen işçiler ve TEKEL işçileri için sloganlar attılar. Yürüyüşün ardından, Fomara Meydanı’ndaki açıklamayı Eğitim-Sen Şube Başkanı Cemal Akkurt okudu. Akkurt, taşeronlaştırmaya, 4-C’ye, 4-B’ye karşı 26 Mayıs günü iş bıraktıklarını söyledi. Akkurt’tan sonra Birleşik Metal-İş Şube Ayhan Ekinci söz aldı. Ekinci, 26 Mayıs’tan sonra da mücadeleye devam edeceklerini, yaklaşan TİS sürecinde de metal işçileri olarak mücadele edeceklerini vurguladı. Konuşmaların ardından eylem çekilen halayla

Prizmian işçileri işyeri önünde açıklama yaptı

Birleşik metal iş sendikasının örgütlü olduğu prizmian fabrikasında çalışan işçiler fabrika önünde toplanarak ortak açıklamayı yaptı. İşyeri temsilcisi Gökhan Aydın’ın yaptığı açıklamada sonra işçiler sloganlar atarak ortak eylem alanına geldiler.

Muradiye Hastanesi Emekçileri İş Bıraktı

26 Mayıs Genel Grev gününde, SES ve Dev-Sağlık İş üyesi Muradiye Hastanesi emekçileri sabah 10.00’da iş bırakarak, basın açıklaması gerçekleştirdiler. Sağlık emekçileri, ‘’Sağlık Haktır Satılamaz’’ ve ‘’Taşeronlaştırma Ölüm Demektir’’ sloganlarıyla ve alkışlarla toplanarak; iş bıraktılar. Hastane önünde yapılan açıklamada, SES Bursa Şube Başkanı Candan Coşkun; 26 Mayıs günü taşeronlaştırmaya, 4-C’ye, 4-B’ye karşı iş bıraktıklarını söyleyerek, bütün emekçileri birleşik mücadeleye çağırdı. Açıklamanın ardından sağlık emekçileri, kortej halinde sendikaların ortak yapacakları eyleme gitmek için; sloganlar ve alkışlarla Ünlü Cadde’ye yürüdüler.

Türk iş işyerlerinde bildiri okudu

Türk iş’e bağlı sendikalardan Kristal iş, Petrol iş, Tek gıda iş, Yol iş, sendikaları örgütlü oldukları işyerlerinde yemek saatlerinde bildiri okudular. Türk metal iş sendikası örgütlü olduğu işyerlerinden bir gurup işçiyi Fomara meydanına getirerek açıklamaya katıldılar.(Bursa/EVRENSEL)